YAMAHA TRACER 900GT (2020)
Sport Touring, ağır abilerin bir araya geldiği bir klasman. Yüksek hacimli, yüksek ağırlıklı, genelde 4 ve 6 silindirli motorların oluşturduğu bir klasman. Herkes bu sınıfa giremez, yemez yani…
6 silindirli 1600 cc hacmine sahip BMW K1600 GTL ve 6 silindirli 1800 cc hacme sahip Honda GL1800 Goldwing’in başı çektiği bir bir sınıftan bahsediyoruz.
Bolca silindirin, bolca silindir hacmin olacak. Bir o kadar ağır olacaksın, yetmezmiş gibi bir de salonda oturur gibi konforlu yolculuk yaptıracaksın, hem de uzun uzun kilometreler boyunca.
Bu noktada Tracer 900 ve Tracer 900GT için, konsantre halde servis edildiler demek, “cep herkülü” lakabını takmak hatta “Sport Touring” sınıfına yeni bir anlayış getirdiler demek yanlış olmaz.
TRACER 900’Ü BİLMEYEN GT’Yİ NE BİLİR?
900GT’yi incelemek için önce Tracer 900’u bilmek gerekir. Zira aynı platform üzerine kurgulanan bu iki modelin temeli aynı olmakla beraber, finalde birbirlerinden birkaç teknik ve aksesuar donanımı ile ayrılıyorlar.
Herşey 2015 yılında başladı. MT09’un giydirilmiş haliyle piyasaya yeni bir model sundular. “Deli fişek”, “teker makinası”, “apaçi motoru” olarak nam salmış MT09 modelinin alt yapısı ve ateşli 3 silindirli makinesi ile grenaj ve tur camı takviyesi yeni bir model olarak saldılar sokaklara.
Çıplak olarak ortalarda gezinirken, hafifçe giyinince adına Tracer dediler ve ait olduğu sınıfı da “Sport Touring” olarak tanımladılar. İşin özü şu ki; adını ve ait olduğu sınıfı farklı söyleyince MT09 olmaktan çıkmamıştı. Hala çok hırçın ve ateşliydi. Arkasını çabuk bırakıyor, hemen tekere geliyor ve kafa sallıyordu.
Kullanıcılardan gelen olumsuz geri bildirimlere kulaklarını tıkamayan Yamaha, 2018 yılında bir çok yenilik ile bu problemlere çözüm buldu. Bunu yaparken de arka maşayı 6 cm uzattı, geniş gidonu daralttı, elektronik gaz kontrolü gibi teknolojiler kullandı. Sport Touring sınıfında olduğu için, sabit tur camından kolaylıkla ayarlanabilen tur camına geçti, gündüz farları, led aydınlatma gibi yeniliklerde getirmeyi ihmal etmedi.
Nedendir bilinmez sonraları, donanım seviyelerini arttırıp adının sonuna birde “GT eki getirdiler.
NE OLDU DA TRACER 900, TRACER 900GT OLDU?
Özünde aynı motorlar ama teknik ve donanımsal ilaveler Tracer 900’u, Tracer 900GT yaptı. Bu donanımların bazılarını sonradan almak mümkün olsa da bazı donanımlar 900GT’ye özel ve sonradan almak açıkçası mantıksız. Zaten bu noktada devreye 900GT giriyor.
Tft ekran.
Yüksek çözünürlüklü, kolay anlaşılır ikazları ile ihtiyaç duyulan ikaz ve verileri toplamak çok kolay. Aslında bu ekran, bu modelden önce zaten R1 modelinde kullanılıyordu. GT’ye özel bir donanım.
Kyaba’nın ayarlanabilir ön ve arka amortisörleri. Viraj ve yüksek hız stabilitesi için oldukça fazla görev üstlenen süspansiyon sistemi, yol ve yük durumuna göre kolayca ayarlanabiliniyor. Bu da GT’ye özel donanımlardan.
Hız sabitleyici de GT’de standart gelen donanımlardan ve elektronik kontrol ünitesi değişimi gerektiği için satın almak mümkün ama mantıksız.
Elcik ısıtma, GT ile standart gelen donanımlardan. Tracer 900 için opsiyon olarak almak ya da üniversal bir model temin etmek mümkün.
Quickshifter. GT’de standart gelen donanımlardan. Sadece yukarı yönlü çalışıyor.
Yan çantalar. Her biri 20lt hacminde olan çantalar pek fazla alan sunmasalar da, motora özel olarak üretilmiş olduklarından, uzun yolculuklarda aerodinamiği olumsuz etkilemiyorlar.
MOTOR
Bu gencin kalbi 3 silindirle lastiklere güç pompalıyor. 890 cc hacmindeki kalpten, 115 hp güç ve 87,5 nm tork fışkırıyor. Heyecanlı ve istekli, bana mısın demiyor, sorgulamıyor ama sorgulattırıyor.
Sahip olduğu güç ve tork değerleri sayesinde sürekli hareketli.
Aslında bu motora Yamaha’da CP3 diye sesleniyorlar. Oldukça başarılı olan bu motoru Tracer 900’dan hariç, MT09, Niken ve XSR 900 modellerinde de kullanıyorlar.
SÜRÜŞ
Hızlı hızlı çarpan kalbi yüzünden yerinde duramayan Tracer 900 GT; B, Standart ve A olmak üzere 3 farklı sürüş moduna ve de iki kademeli çekiş kontrol sistemine sahip.
B modu; en ehil olan ve yağmurlu havalarda kullanmak için ideal bir mod. Çekiş kontrolünün 2.kademesi ile kombine edilince yavaş ve kendinden emin bir şekilde gideceğiniz yere sizi ulaştırıyor.
Standart mod ile güç biraz daha belirgin hale geliyor. Halen efendiliğini korumayı başarır bir halde ama yine de arızaya geçme belirtileri veriyor.
A modu ile işler karışıyor. Edepsizlik, arsızlık hakim oluyor ortama. Gazı fazlaca açınca önce zeminle, sonra da çekiş kontrol ünitesi ile kavgaya tutuşur. Hani derler ya; “bokuyla kavga eder” diye o misal.
Çekiş kontrol, iki kademeden oluşuyor. İkinci kademe, tüm kontrolü elinde tutmak istiyor. Korumacı anneler gibi, anında müdahele geliyor ve kolay kolay bırakmıyor, ta ki uslu uslu duruncaya kadar. Islak ve gevşek zeminler için güzel bir şey ama işini o kadar sıkı tutuyor ki, motoru bir tutup, bir bırakıyor. Motor üzerinde ileri geri sarsılıyorsun ve ister istemez gazı kesmek durumunda kalıyorsunuz.
Birinci kademe ise işini çok daha konforlu bir şekilde yapıyor. Güven veriyor ve huzursuz etmiyor. Hatta bazen sadece göstergede yanıp sönen ikaz ışığından anlıyorsunuz sizi koruduğunu.
Genel sürüşü ise keyifli ve konforlu olarak tanımlamak yanlış olmaz. Sahip olduğu güç ve tork sayesinde gerek solo sürüşlerde gerekse artçılı sürüşlerde ara hızlanmaları, kolay sollamaları ile konfor ve güven veriyor.
Sahip olduğu quickshifter sayesinde, hızlanmaları konforlu ve kesintisiz. Bulmuş da bunuyor demeyecekseniz, quickshifter’da aşağı yönde olsaydı iyi olurdu. Eleştiri değil temenni benimkisi ama olsaydı tadından binilmezdi inanın.
Uzun yolculuklarda keyif ve kolaylık sağlayan diğer bir donanımda hız sabitleme. İşini net olarak yapan hız sabitleme sistemini, devreye almak, ayarlamak ve iptal etmek çok kolay.
Kış aylarını kolay hale getiren diğer bir unsurda elcik ısıtma. Menü tekerleğinden kolayca ısıtma ayarlarına ulaşıp, 3 kademeden istediğiniz birisini seçebiliyorsunuz.
Genel olarak sürüşü keyifli motor GT. Virajlarda stabil ve ayarlanabilir amortisörleri sayesinde sürücüsünü tedirgin etmiyor. Bunda tabii ki ilk önce Kyaba’ya teşekkür etmek gerekir. Kyaba işini yüksek süratlerde de yerine layığıyla yapıyor motoru çizgisinde tutmak için maksimum gayret sarfediyor.
SON HIZ VE YAKIT TÜKETİMİ
Dedim ya heyecanlı ve yerinde duramayan bir tip diye. Son hızlara çıkma konusunda da aynı reaksiyonları gösteriyor ve hiç itiraz etmeden ve sorgulamadan son hızına çıkıyor. Ama bu sefer limitör işe müdahil oluyor ve 225 km/h’da bu çocuğu tutmaya başlıyor.
Kendim görmedim ama limitör iptali sonrası son hız 270 km/h’a ulaşmış olarak videosu çekilen 900 GT’ler varmış. Potansiyeli var mı derseniz, bence kesinlikle var.
Bu kadar koşuşturma sonrası bu çocuk acıkacak da! Ne kadar koşturursanız o kadar acıkıyor. 100 km’de 9 lt’de tüketebilir, 4 lt’de.
2020 Nisan ayında “0” km olarak aldığım motorum 6bin km’ye yaklaştı ve toplam mesafenin ortalaması 5,35 lt/100 km.
HER ŞEY GÜLLÜK GÜLİSTANLIK MI?
Elbette kusursuz değil, eleştirilecek yanları var. Bu kusurların bazıları çözüme kavuşturulabilir bazıları ise çözümsüz.
Sellektör tuşu bence en büyük handikaplarından birisi. Scooterlerin bir çoğunda bile sol elin işaret parmağı ile kolayca kullanabileceğimiz, “tetik” benzeri tuşla kolayca sellektör yapılabilirken, bu motorda oraya mod seçim tuşu atanmış. Ciddi alışkanlık gerektiyor. Hala sellektör yapıcam derken sürüş modu değiştirdiğim zamanlar oluyor.
Bu sınıfta satışa sunulan bir motorda biraz daha konforlu sele beklerdim açıkçası. Sele genişliği birazda fazla gibi. Normalde totoda başlarken ağrı burada bacakların iç kısmında da ağrı oluşuyor.
Anahtar yuvası. Gidon ile tft ekran arasına bir yere öyle sıkıştırmışlar ki, gidon düz konumda iken eldivenlerde takılı ise anahtarı takıp çevirmek oldukça zor.
Yan ayak. Nmax’te kullanılan yan ayağı bu modele takmışlar gibi. Güven vermiyor, ayaklık genişletme şart.
Son olarak üzerinde gelen Dunlop lastikler. Bana hiç güven vermediler. Geç ısınıyor gibi ve ıslağı hiç sevmiyor. Motoru aldıktan 500 km sonra Michelin Road 5 ile değiştirdim de rahatladım. Enteresan olanda şu ki; motorun üzerinde gelen bu lastiklerin piyasada satışı dahi yok.
FİNALDE
Gerek işletme maliyetleri, yeterli servis ağı, ikinci eldeki hareketliliği ve verdiği keyif vs göz önüne alındığında çekinmeden tercih edilir bir motosiklet ve pişman olmadan uzunca yıllar kullanabilirsiniz.